Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

bankaya para yatırmak

  • 1 yatırmak

    В, Д
    1) класть в разн. знач.; укла́дывать; вали́ть

    çocuğu yatırmak — укла́дывать ребёнка

    hastahaneye yatırmak — положи́ть в больни́цу

    2) вкла́дывать; плати́ть

    bankaya para yatırmak — помеща́ть де́ньги в банк

    faize yatırmak — отдава́ть в рост, отдава́ть под проце́нты (деньги)

    3) ста́вить (на квартиры)

    Büyük Türk-Rus Sözlük > yatırmak

  • 2 yatırmak

    "to put to bed, to put to sleep; to lay (sth) down; to tilt, to tip, to slant; (bankaya) to deposit; (para) to invest, to place"

    İngilizce Sözlük Türkçe > yatırmak

  • 3 pay money in

    bankaya para yatirmak

    English to Turkish dictionary > pay money in

  • 4 bank

    banka; nehir, göl kiyisi, kenar; tümsek; yigin, küme; kum yigini; bayir; (oyun) banko; yatis,bankaya para yatirmak

    English to Turkish dictionary > bank

  • 5 bank

    n. banka; tuş arası [müz.]; uçağın bir yana yatması; silindir arası (motor); yokuş, kıyı, banko, sahil, yığın, küme, set
    ————————
    v. parasal işlerini yapmak, para sürmek, para yatırmak, set çekmek; önlemek; uçağı yan yatırarak döndürmek
    * * *
    1. banka 2. bankaya yatır (v.) 3. banka (n.)
    * * *
    I 1. [bæŋk] noun
    1) (a mound or ridge (of earth etc): The child climbed the bank to pick flowers.) set
    2) (the ground at the edge of a river, lake etc: The river overflowed its banks.) kıyı, kenar
    3) (a raised area of sand under the sea: a sand-bank.) yığın,... kümesi
    2. verb
    1) ((often with up) to form into a bank or banks: The earth was banked up against the wall of the house.) toplanmak, yığılmak
    2) (to tilt (an aircraft etc) while turning: The plane banked steeply.) hafifçe yana yatmak
    II 1. [bæŋk] noun
    1) (a place where money is lent or exchanged, or put for safety and/or to acquire interest: He has plenty of money in the bank; I must go to the bank today.) banka
    2) (a place for storing other valuable material: A blood bank.)...bankası
    2. verb
    (to put into a bank: He banks his wages every week.) bankaya yatırmak
    - bank book
    - banker's card
    - bank holiday
    - bank-note
    - bank on
    III [bæŋk] noun
    (a collection of rows (of instruments etc): The modern pilot has banks of instruments.) sıra, dizi

    English-Turkish dictionary > bank

  • 6 deposit

    n. depozito; tortu; katman; teminât, emanet, mevduat; yatırılan para
    ————————
    v. yerleştirmek; yatırmak, bankaya yatırmak, para yatırmak; emanet etmek; yumurtlamak; tortu bırakmak; çökelmek
    * * *
    1. birikinti 2. tortu 3. biriktir (v.) 4. birikim (n.)
    * * *
    [di'pozit] 1. verb
    1) (to put or set down: She deposited her shopping-basket in the kitchen.) koymak
    2) (to put in for safe keeping: He deposited the money in the bank.) emanete koymak
    2. noun
    1) (an act of putting money in a bank etc: She made several large deposits at the bank during that month.) hesaba para yatırma
    2) (an act of paying money as a guarantee that money which is or will be owed will be paid: We have put down a deposit on a house in the country.) kaparo verme
    3) (the money put into a bank or paid as a guarantee in this way: We decided we could not afford to go on holiday and managed to get back the deposit which we had paid.) yatırılan para, depozito, kaparo
    4) (a quantity of solid matter that has settled at the bottom of a liquid, or is left behind by a liquid: The flood-water left a yellow deposit over everything.) tortu, tabaka
    5) (a layer (of coal, iron etc) occurring naturally in rock: rich deposits of iron ore.) yatak

    English-Turkish dictionary > deposit

  • 7 deposit

    koymak, birakmak; (bankaya) yatirmak; (kaparo) vermek; (tortu) birakmak,yatirilan para, mevduat; kaparo, depozit, pey akçesi; tortu, çökelti, çökelek, çökel

    English to Turkish dictionary > deposit

См. также в других словарях:

  • faize yatırmak (veya vermek) — parasını faizle çoğaltmak için bankaya para yatırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bankaya yatırmak — bankadaki hesabına para koymak, biriktirmek İyi kazanmıyordu fakat ne kazanıyorsa hepsini bankaya yatırıyordu. T. Dursun K …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • banka — is., İt. banca 1) Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve ticaret, sanayi, ekonomi alanlarında çeşitli etkinliklerde bulunan kuruluş Gelen parayı bankaya götürüp… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»